8 Eylül 2018 Cumartesi

Ortaklar ile Kanuni Temsilcilerin Kamu Borçlarından Sorumluluğu

Limited Şirketlerin Kamu Borçlarından Ortaklarının Sorumluluğu 

Limited şirket ortakları, şirketten tamamen veya kısmen tahsil edilemeyen veya tahsil edilemeyeceği anlaşılan amme alacağından sermaye hisseleri oranında doğrudan doğruya sorumlu olurlar ve bu Kanun hükümleri gereğince takibe tabi tutulurlar.

Ortağın şirketteki sermaye payını devretmesi halinde, payı devreden ve devralan şahıslar devir öncesine ait amme alacaklarının ödenmesinden müteselsilen sorumlu tutulur.

Amme alacağının doğduğu ve ödenmesi gerektiği zamanlarda pay sahiplerinin farklı şahıslar olmaları halinde bu şahıslar, amme alacağının ödenmesinden müteselsilen sorumlu tutulur.
(6183 sayılı Kanun m.35)

31 Ağustos 2018 Cuma

İmtiyazlı Pay Sahipleri Özel Kurulu Kararlarının İptali

Bir anonim şirkette, imtiyazlı pay sahiplerinin haklarını ihlâl eden genel kurul veya yönetim kurulu kararı üzerine, toplantıya çağrılan imtiyazlı pay sahipleri özel kurulunun, haklarının ihlâl edildiği gerekçesiyle genel kurul/yönetim kurulu kararını onaylamaması halinde karar uygulanamaz.

Bunun üzerine, şirketin icra organı olan yönetim kurulu, özel kurulun onaylamama kararı aleyhine, karar tarihinden itibaren bir ay içinde, genel kurulun söz konusu kararının pay sahiplerinin haklarını ihlal etmediği gerekçesi ile, bu kararın iptali ile genel kurul kararının tescili davasını, şirketin merkezinin bulunduğu yer asliye ticaret mahkemesinde açabilir.

İptal davası, genel kurul kararının onaylanmasına olumsuz oy kullananlara karşı yöneltilir. (Husumet)

24 Ağustos 2018 Cuma

İmtiyazlı Pay Sahipleri Özel Kurulu Kararlarının Alınmamış Sayılması

Özel kurul imtiyazlı payları temsil eden sermayenin yüzde altmışının çoğunluğuyla toplanır ve toplantıda temsil edilen payların çoğunluğuyla karar alır. 

İmtiyazlı pay sahiplerinin haklarının ihlal edildiği sonucuna varılırsa karar gerekçeli bir tutanakla belirtilir. Tutanağın on gün içinde şirket yönetim kuruluna teslimi zorunludur. 

Tutanakla birlikte, genel kurul kararının onaylanmasına olumsuz oy verenlerin, en az nisabı oluşturan sayıda imzalarını içeren liste ile açılabilecek dava için geçerli olmak üzere ortak bir tebligat adresi de yönetim kuruluna verilir. 

Tutanak, birlikte verilen bilgilerle beraber tescil ve Türkiye Ticaret Sicili Gazetesinde ilan edilir. 

Bu hükümdeki şartlara uyulmadığı takdirde özel kurul kararı alınmamış sayılır.

Peki bir kararın "alınmamış sayılması"ndan ne anlamak gerekir?

18 Ağustos 2018 Cumartesi

İmtiyazlı Pay Sahipleri Özel Kurulu

Genel kurulun 
  • esas sözleşmenin değiştirilmesine, 
  • yönetim kuruluna sermayenin arttırılması konusunda yetki verilmesine dair kararıyla 
  • yönetim kurulunun sermayenin arttırılmasına ilişkin kararı 
imtiyazlı pay sahiplerinin haklarını ihlal edecek nitelikte ise bu karar anılan pay sahiplerinin yapacakları özel bir toplantıda alacakları bir kararla onanmadıkça uygulanamaz.

Yönetim kurulu, en geç genel kurul kararının ilan edildiği tarihten itibaren bir ay içinde özel kurulu toplantıya çağırır. 
Aksi hâlde, her imtiyazlı pay sahibi yönetim kurulunun çağrı süresinin son gününden başlamak üzere, onbeş gün içinde, bu kurulun toplantıya çağrılmasını şirketin merkezinin bulunduğu yer asliye ticaret mahkemesinden isteyebilir.

11 Ağustos 2018 Cumartesi

Anonim Şirketlerde İmtiyazlı Paylar

İlk esas sözleşme ile veya esas sözleşme değiştirilerek bazı paylara imtiyaz tanınabilir.

İmtiyaz; 
  • kâr payı, 
  • tasfiye payı, 
  • rüçhan ve 
  • oy hakkı gibi haklarda, 
paya tanınan üstün bir hak veya kanunda öngörülmemiş yeni bir pay sahipliği hakkıdır.

Oyda imtiyazlı paylar

Oyda imtiyaz, eşit itibarî değerdeki paylara farklı sayıda oy hakkı verilerek tanınabilir.
Bir paya en çok onbeş oy hakkı tanınabilir. 
Bu sınırlama, kurumlaşmanın gerektirdiği veya haklı bir sebebin ispatlandığı durumlarda uygulanmaz. Bu iki hâlde, şirketin merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesinin, kurumlaşma projesini veya haklı sebebi inceleyip, bunlara bağlı olarak, sınırlamadan istisna edilme kararını vermesi gerekir. Projede yapılacak her değişiklik mahkeme kararına bağlıdır. Kurumsallaşmanın gerçekleşmeyeceğinin anlaşıldığı veya haklı sebebin ortadan kalktığı hâllerde istisna etme kararı mahkeme tarafından geri alınabilir. 

Oyda imtiyaz aşağıdaki kararlarda kullanılamaz:
  • Esas sözleşme değişikliği.
  • İbra ve sorumluluk davası açılması.

30 Temmuz 2018 Pazartesi

Ramazanda Davul Çalınması Özel Hayata Saygı Hakkını İhlal Etmez

Ramazan ayında gece vakti davul çalınmasının, özel hayata ve aile hayatına saygı hakkını ihlal ettiği iddiasıyla yapılan bireysel başvuruyu (BB), "başvuruya konu çevresel meselenin özel hayata saygı hakkının korumasından yararlanacak ağırlıkta bulunmadığından başvurunun diğer kabul edilebilirlik koşulları yönünden incelenmeksizin açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir" diyerek reddetmiştir.

Kararın tamamı için tıklayın.

24 Temmuz 2018 Salı

İmar Planı İptali Davasının Taşınmaz Malikine İhbarı Gerekir

Bireysel başvurunun konusu, bir taşınmaza ilişkin imar planının iptali istemiyle açılan davanın, taşınmaz malikine ihbar edilmeyerek mahkemeye erişim hakkının kısıtlandığı iddiasıdır.

Başvurucuların özellikle dava konusu taşınmaza malik olmaları nedeniyle uyuşmazlığa ilişkin yalnızca kendileri tarafından ileri sürülebilecek iddiaları olması kabul edilebilir bir durumdur. Başvurucuların doldurduğu bireysel başvuru formunda ileri sürdükleri iddiaların, ilk derece mahkemesi tarafından dikkate alınmadığı anlaşılmaktadır.

Davacı taşınmaz sahiplerinin, derece mahkemesindeki yargılamada 2577 sayılı Kanun'un 31. maddesine ifadesini bulan davanın ihbarı müessesesi hükümleri yerine getirilmediği için mahkeme huzurunda argümanlarını ileri sürme imkânları elinden alındığından, üzerlerine aşırı ve orantısız bir külfet yüklendiği, bu nedenle başvurucuların mahkemeye erişim hakkına yapılan müdahalenin ölçüsüz olduğu sonucuna varılmıştır.

Kararın tamamı için tıklayın.

14 Temmuz 2018 Cumartesi

Teminat Alacakları için İhtiyati Haciz Kararı Verilemez

Teminat mektubu veren banka ile muhatap arasındaki sözleşme garanti sözleşmesi niteliğindedir. Bankanın bu sözleşme ilişkisinden kaynaklanan borcu asıl borçtan bağımsız ve asli bir borçtur. Banka teminat mektubunu verirken ipotek, menkul rehni veya nakit gibi aldığı riski karşılayacak tutarda veya daha fazla güvence alabilir. Ayrıca henüz nakde çevrilmemiş teminat mektubu tutarının güvenceyi azaltan nedenlerle veya nedensiz olarak müteselsil borçlu ve kefilden depo edilmesi talep edilebilir.

Teminatın depo edilmesi için ilamsız takip yapılabilirken, henüz nakde çevrilmemiş teminat mektupları ile ilgili, henüz borç muaccel hale gelmemiş olduğundan, mektubun tahsili için genel haciz yoluyla takip yapılamaz, ihtiyati haciz kararı verilemez.

İcra İflas Kanunu'nun "İhtiyati haciz şartları" başlıklı 257. maddesinde ancak mevcut ve vadesi gelmiş borçlar için ihtiyati haciz kararı verilebileceği hükme bağlanmıştır. Ayrıca maddede 2003 yılında yapılan değişiklik ile "borcun" ibaresi, "para borcunun" haline getirilmiş, böylece teminat alacakları (somut olayda teminat mektubu) için ihtiyati haciz kararı verilemeyeceği yönünde irade ortaya konmuştur.

7 Temmuz 2018 Cumartesi

Anayasa Mahkemesi'ne Bireysel Başvuru

Bireysel başvuru hakkı

  • Herkes, Anayasada güvence altına alınmış temel hak ve özgürlüklerinden, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ve buna ek Türkiye’nin taraf olduğu protokoller kapsamındaki herhangi birinin kamu gücü tarafından, ihlal edildiği iddiasıyla Anayasa Mahkemesine başvurabilir.
  • İhlale neden olduğu ileri sürülen işlem, eylem ya da ihmal için kanunda öngörülmüş idari ve yargısal başvuru yollarının tamamının bireysel başvuru yapılmadan önce tüketilmiş olması gerekir. 
  • Yasama işlemleri ile düzenleyici idari işlemler aleyhine doğrudan bireysel başvuru yapılamayacağı gibi Anayasa Mahkemesi kararları ile Anayasanın yargı denetimi dışında bıraktığı işlemler de bireysel başvurunun konusu olamaz.

30 Haziran 2018 Cumartesi

6216 sayılı Anayasa Mahkemesi Kanunu'ndan Notlar

Mahkeme Kararları 

  • Mahkeme kararları kesindir. Mahkeme kararları Devletin yasama, yürütme ve yargı organlarını, idare makamlarını, gerçek ve tüzel kişileri bağlar.
  • İptal kararları geriye yürümez.
  • Mahkemece iptaline karar verilen kanun, kanun hükmünde kararname veya Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğü veya bunların belirli madde veya hükümleri, iptal kararının Resmî Gazetede yayımlandığı tarihte yürürlükten kalkar. Mahkeme gerekli gördüğü hâllerde, Resmî Gazetede yayımlandığı günden başlayarak iptal kararının yürürlüğe gireceği tarihi bir yılı geçmemek üzere ayrıca kararlaştırabilir.
  • Mahkeme, bir kanun, kanun hükmünde kararname veya Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğünün tamamını veya bir hükmünü iptal ederken, kanun koyucu gibi hareketle, yeni bir uygulamaya yol açacak biçimde hüküm tesis edemez.
  • Mahkeme kararları gerekçeli olarak yazılır. İptal kararları gerekçesi yazılmadan açıklanamaz. 
  • İptal ve itiraz başvuruları sonucu verilen gerekçeli kararlar Resmî Gazetede hemen yayımlanır.

23 Haziran 2018 Cumartesi

Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliği

2 Haziran 2018 Cumartesi günkü Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği'nin kapsamı;
  • hukuk uyuşmazlıklarının arabuluculuk yoluyla çözümlenmesine ilişkin her türlü arabuluculuk faaliyeti, 
  • idarenin taraf olduğu özel hukuk uyuşmazlıklarında idarenin temsili, 
  • dava şartı olarak düzenlenen arabuluculuk sürecinin usul ve esasları,
  • arabulucuların eğitimi, arabuluculuk sınavının yapılması, arabulucular sicilinin düzenlenmesi, arabulucuların ve eğitim kuruluşlarının denetlenmesi ile Arabuluculuk Daire Başkanlığı ve Arabuluculuk Kurulunun çalışma usul ve esasları olarak belirlenmiştir.

Yönetmelikte arabuluculuk; sistematik teknikler uygulayarak, görüşmek ve müzakerelerde bulunmak amacıyla tarafları bir araya getiren, onların birbirlerini anlamalarını ve bu suretle çözümlerini kendilerinin üretmesini sağlamak için aralarında iletişim sürecinin kurulmasını gerçekleştiren, tarafların çözüm üretemediklerinin ortaya çıkması hâlinde çözüm önerisi de getirebilen, uzmanlık eğitimi almış olan tarafsız ve bağımsız bir üçüncü kişinin katılımıyla ve kamu hizmeti olarak yürütülen ihtiyari bir uyuşmazlık çözüm yöntemi şeklinde tanımlanmıştır.

16 Haziran 2018 Cumartesi

Unutulma Hakkı - Şeref ve İtibarın Korunması

Unutulma hakkı, internet ve teknolojinin hayatın her alanına girdiği ve kişisel/sosyal her şeyin kolayca paylaşılarak daha fazla insana ulaştığı, haber (bilgi/resim/video) bir web sitesinde paylaşıldıktan sonra arama motorlarınca taranması nedeniyle -ilgili web sitesi içeriği kaldırsa bile- herkesin erişebildiği arama sonuçlarında çıkan ve yayılması istenmeyen içeriğin kaldırılması taleplerinin yerine getirilmesi gerekliliğini ifade eder.

Kişisel verilerin fütursuzca yayınlanması ve yayılması çoğu zaman şeref ve itibarı zedeleyici olabilmektedir. Somut olayda, ilgisi olmadığı bir olayla ilgili haberlerde isminin geçmesi nedeniyle Sulh Ceza Hakimliğine yaptığı "erişim engellenmesi" başvurusunun reddi üzerine bireysel başvuru yoluna gidilmiştir.

Anayasa Mahkemesi, çelişmesiz bir dava sonucunda yayın içeriğine erişimin engellenmesi kararı verilebilmesi ancak hukuka aykırılığın ve kişilik haklarına müdahalenin ilk bakışta anlaşılacak kadar belirgin olduğu ve zararın hızlıca giderilmesinin zaruri olduğu durumlarda mümkün olduğunu belirtmiştir. Amaçlananın, internet faaliyetleri ile kişilik hakları arasında gerekli hassas dengenin tesisi, kişi ve kuruluşlara haksız zarar veren, onlar hakkında gerçek dışı bilgiler yayan ve şeref ve itibarlarını ihlâl eden internet kullanımına karşı bireylerin haklarının korunması olduğu ifade edilmiştir.

9 Haziran 2018 Cumartesi

Memuru yazılı uyarı iptal davasına konu edilebilir mi?

Kamu kurum ve kuruluşlarında zaman zaman uygulanan "yazılı uyarı" usulü, memurun siciline disiplin cezası olarak geçirilmeden, iş ve işlemlerinde bundan sonra daha dikkatli olması gerektiğinin ifade edilmesini amaçlamaktadır.

Bilindiği üzere, 2577 sayılı Kanun hükümleri nedeniyle, idarenin icrailik niteliği taşımayan işlemleri, idari davaya konu edilememekte, edilmiş ise mahkeme tarafından esas incelemesine girilmeksizin usulden reddedilmektedir.

Başvuruya konu işlem idare mahkemesince esasen incelenmiş, iptal edilmiş, daha sonra istinaf incelemesinde bölge idare mahkemesince bu karar kaldırılarak, dava konusu işlem icrai nitelikte görülmediğinden davanın usulden reddine karar vermiştir.

Anayasa Mahkemesi değerlendirmesinde, Danıştay 5. ve 12. Dairelerinin içtihatlarına da atıf yaparak, bir kamu görevlisinin herhangi bir fiil veya davranışından (somut olayda gereksiz yazışmaya sebebiyet verme) dolayı disiplin cezası niteliği taşımayan bir şekilde yazılı olarak ikaz edilmesine ilişkin işlemlerin, kişilerin özlük dosyasında saklandığından, daha sonra idare tarafından hakkında tesis edilebilecek işlemlerde (ör. taltif, ceza, atama, görevlendirme, terfi) takdir yetkisini kullanırken dikkate alınması ihtimali bulunduğundan, hukuki durumunu etkilemektedir denilmiştir.

3 Haziran 2018 Pazar

2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesi Kanunu'ndan Notlar

Uyuşmazlık Mahkemesi; 

  • Türkiye Cumhuriyeti Anayasası ile görevlendirilmiş, 
  • Adli, idari ve askeri yargı mercileri arasındaki görev ve hüküm uyuşmazlıklarını kesin olarak çözmeye yetkili ve bu kanunla kurulup görev yapan bağımsız bir yüksek mahkemedir.

Özel kanun uyarınca hakeme başvurulmasının zorunlu olduğu hallerde, eğer hakemlik görevi hakim tarafından yerine getirilmiş ise bu merci, davanın konusuna göre, yukarıdaki fıkrada yazılı adli veya idari yargı mercilerinden sayılır.

MAHKEMENİN KURULUŞU VE ÇALIŞMA ŞEKLİ

Uyuşmazlık Mahkemesi bir Başkan ile oniki asıl, oniki yedek üyeden kurulur.

Uyuşmazlık Mahkemesi, hukuk ve ceza bölümlerine ayrılır.
Her bölüm, bir Başkan ile altı asıl üyeden kurulur. 
Birlikte toplanan Hukuk ve Ceza Bölümleri, Uyuşmazlık Mahkemesi Genel Kurulunu teşkil ederler.

Uyuşmazlık mahkemesi Genel Kurulu, bu Kanunla belli edilen görevleri yerine getirir ve ayrıca bölümler arasında çıkan olumsuz görev uyuşmazlıklarında görevli bölümü belli eder.

Uyuşmazlık Mahkemesi Başkanı, Anayasa Mahkemesince kendi asıl ve yedek üyeleri arasından seçilir. 
Bölümler ve Genel Kurul, Uyuşmazlık Mahkemesi Başkanının Başkanlığı altında toplanır.

Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümüne, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu ile Danıştay Genel Kurulunca kendi daire başkan ve üyeleri arasından; Askerî Yüksek İdare Mahkemesi Genel Kurulunca da askerî hâkim sınıfından olan daire başkan ve üyeleri arasından ikişer asıl, ikişer yedek üye seçilir.

Uyuşmazlık Mahkemesi Ceza Bölümüne, Yargıtay Ceza Genel Kurulu ile Askerî Yargıtay Genel Kurulunca kendi daire başkan ve üyeleri arasından üçer asıl, üçer yedek üye seçilir.

Uyuşmazlık Mahkemesinin Başkanı, Başkanvekili ve üyeleri dört yıl için seçilir.
Görev süresi bitenler yeniden seçilebilirler.

İlgili Başsavcılar veya görevlendirecekleri yardımcıları, gerekli gördüklerinde veya Mahkemece gerekli görülen durumlarda yazılı olarak düşüncelerini bildirirler veya toplantılarda sözlü açıklamalarda bulunurlar, oya katılmazlar.

2 Haziran 2018 Cumartesi

2576 sayılı BİM Kanunu'ndan Notlar

Bölge idare mahkemeleri, idare mahkemeleri ve vergi mahkemeleri bu Kanunla verilen görevleri yerine getirmek üzere kurulmuş genel görevli bağımsız mahkemelerdir.
Bölge idare mahkemeleri, idare mahkemeleri ve vergi mahkemeleri, bölgelerin coğrafi durumları ve iş hacmi gözönünde tutularak Adalet Bakanlığınca kurulur ve yargı çevreleri tespit olunur. 
Bu mahkemelerin kaldırılmasına veya yargı çevrelerinin değiştirilmesine, İçişleri, Maliye Bakanlıkları ile Gümrük ve Tekel Bakanlığının görüşleri alınarak, Adalet Bakanlığının önerisi üzerine Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulunca karar verilir.

BÖLGE İDARE MAHKEMELERİNİN OLUŞUMU

Bölge idare mahkemeleri, başkanlık, başkanlar kurulu, daireler, bölge idare mahkemesi adalet komisyonu ve müdürlüklerden oluşur.
Bölge idare mahkemelerinde biri idare diğeri vergi olmak üzere en az iki daire bulunur. 
Gerekli hâllerde dairelerin sayısı, Adalet Bakanlığının teklifi üzerine Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulunca artırılıp azaltılabilir.
Dairelerde bir başkan ile yeteri kadar üye bulunur.

BİM'İN GÖREVLERİ

  • İstinaf başvurularını inceleyip karara bağlamak.
  • Yargı çevresindeki idare ve vergi mahkemeleri arasında çıkan görev ve yetki uyuşmazlıklarını kesin karara bağlamak.
  • Diğer kanunlarla verilen görevleri yapmak.

1 Haziran 2018 Cuma

2575 sayılı Danıştay Kanunu'ndan Notlar

Danıştay, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası ile görevlendirilmiş Yüksek İdare Mahkemesi, danışma ve inceleme merciidir.
Danıştay bağımsızdır. Yönetimi ve temsili Danıştay Başkanına aittir.
Danıştay meslek mensupları Danıştay Başkanı, Danıştay Başsavcısı, Danıştay başkanvekili, daire başkanları ile üyelerdir.

ÜYELERİ VE NİTELİKLERİ

  • İdari yargı hakim ve savcılığı,
  • Bakanlık, müsteşarlık, müsteşar yardımcılığı, elçilik, valilik,
  • Generallik, amirallik, 
  • Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreterliği, Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Sekreterliği,
  • Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu Genel Sekreterliği,
  • Genel ve katma bütçeli dairelerde veya kamu kuruluşlarında genel müdürlük veya en az bu derecedeki tetkik ve teftiş kurul başkanlıkları, ile düzenleyici ve denetleyici kurumların başkanlıkları,
  • Yükseköğrenim kurumlarında hukuk, iktisat, maliye, kamu yönetimi profesörlüğü,
  • Kamu kurum ve kuruluşlarının başhukuk müşavirliği, birinci hukuk müşavirliği, hukuk hizmetleri başkanlığı ve hukuk işleri müdürlüğü görevlerini yapanlar arasından seçilir. 

İdari yargı hakim ve savcılarının Danıştay üyeliğine seçilebilmeleri için birinci sınıfa ayrıldıktan sonra en az üç yıl bu görevlerde başarı ile çalışmış olmaları ve birinci sınıfa ayrılma niteliğini kaybetmemeleri gereklidir.
İdari görevlerden Danıştay üyeliğine seçileceklerin yükseköğrenimlerini tamamladıktan sonra Devlet hizmetlerinde onbeş yıl çalışmış bulunmaları, birinci derece aylığını kazanılmış hak olarak almaları ve hakimliğin gerektirdiği ahlak ve seciyeye sahip olmaları şarttır.

ÜYELERİN SEÇİMİ 
Danıştayda boşalan üyeliklerin dörtte üçü idari yargı hakim ve savcılığından, dörtte biri ise diğer görevliler arasından seçilir. İdari yargı hakim ve savcıları, Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulunca; diğer görevlerde bulunanlar ise, Cumhurbaşkanınca Danıştay üyeliğine seçilirler.
Danıştay üyeleri on iki yıl için seçilir. Bir kimse iki defa Danıştay üyesi seçilemez. 

DAİRELER

Danıştay; dokuzu  dava, biri idari daire olmak üzere on daireden oluşur.
Her dairede bir başkan ile yeteri kadar üye bulunur. Heyetler bir başkan ve dört üyenin katılmasıyla toplanır, salt çoğunluk ile karar verir. 
Üye sayısının yeterli olması halinde birden fazla heyet oluşturulabilir. Bu durumda, oluşturulan diğer heyetlere, heyette yer alan en kıdemli üye başkanlık eder. 
Müzakereler gizli yapılır.

BAŞKAN VE ÜYELERİN GÖREVLENDİRİLMELERİ
Daire başkanları belirli bir dairenin başkanı olarak seçilirler.
Üyeler, Başkanlık Kurulunun kararı ile dairelere ayrılırlar ve hizmetin icaplarına göre, daireleri aynı usulle değiştirilebilir.

31 Mayıs 2018 Perşembe

İdari Yargıda Yargılamanın Yenilenmesi - İYUK m.53 ve 55

YARGILAMANIN YENİLENMESİ

Danıştay ile bölge idare, idare ve vergi mahkemelerinden verilen kararlar hakkında, aşağıda yazılı sebepler dolayısıyla yargılamanın yenilenmesi istenebilir. 
  • Zorlayıcı sebepler dolayısıyla veya lehine karar verilen tarafın eyleminden doğan bir sebeple elde edilemeyen bir belgenin kararın verilmesinden sonra ele geçirilmiş olması,
  • Karara esas olarak alınan belgenin, 
    • sahteliğine hükmedilmiş veya 
    • sahte olduğu mahkeme veya resmi bir makam huzurunda ikrar olunmuş veya 
    • sahtelik hakkındaki hüküm karardan evvel verilmiş olup da, yargılamanın yenilenmesini isteyen kimsenin karar zamanında bundan haberi bulunmamış olması, 
  • Karara esas olarak alınan bir ilam hükmünün, kesinleşen bir mahkeme kararıyla bozularak ortadan kalkması, 
  • Bilirkişinin kasıtla gerçeğe aykırı beyanda bulunduğunun mahkeme kararıyla belirlenmesi,
  • Lehine karar verilen tarafın, karara etkisi olan bir hile kullanmış olması, 
  • Vekil veya kanuni temsilci olmayan kimseler ile davanın görülüp karara bağlanmış bulunması,
  • Çekinmeye mecbur olan başkan, üye veya hakimin katılmasıyla karar verilmiş olması, 
  • Tarafları, konusu ve sebebi aynı olan bir dava hakkında verilen karara aykırı yeni bir kararın verilmesine neden olabilecek kanuni bir dayanak yokken, aynı mahkeme yahut başka bir mahkeme tarafından önceki ilamın hükmüne aykırı bir karar verilmiş bulunması.
  • Hükmün, İnsan Haklarını ve Ana Hürriyetleri Korumaya Dair Sözleşmenin veya eki protokollerin ihlâli suretiyle verildiğinin, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin kesinleşmiş kararıyla tespit edilmiş olması.

Yargılamanın yenilenmesi istekleri esas kararı vermiş olan mahkemece karara bağlanır.

Yargılamanın yenilenmesi süresi, 
  • çelişik mahkeme kararları için on yıl
  • Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararının kesinleştiği tarihten itibaren bir yıl ve 
  • diğer sebepler için altmış gündür. 
Bu süreler, dayanılan sebebin istemde bulunan yönünden gerçekleştiği tarihi izleyen günden başlatılarak hesaplanır.

YARGILAMANIN YENİLENMESİ USÛLÜ

İsteğin ilişkin olduğu konu, diğer bir daire veya mahkemenin görevine girmiş ise karar bu daire veya mahkemece verilir.

Karşı tarafın savunması alındıktan sonra istekler incelenir ve kanunda yazılı sebepler varsa davaya yeniden bakılarak karar verilir. 

Yargılamanın yenilenmesi istemleri, kanunda yazılı sebeplere dayanmıyor ise, istemin reddine karar verilir.

Yargılamanın yenilenmesi istemlerinde duruşma yapılması, görevli daire veya mahkemenin kararına bağlıdır.

27 Mayıs 2018 Pazar

İdari Yargıda Temyiz - İYUK m.46-51

TEMYİZ

  • Danıştay dava dairelerinin nihai kararları ile 
  • bölge idare mahkemelerinin AŞAĞIDA SAYILANLAR hakkında verdikleri kararlar, 
  • başka kanunlarda aksine hüküm bulunsa dahi Danıştayda, 
kararın tebliğinden itibaren otuz gün içinde temyiz edilebilir:
  • Düzenleyici işlemlere karşı açılan iptal davaları.
  • Konusu yüz bin Türk lirasını aşan vergi davaları, tam yargı davaları ve idari işlemler hakkında açılan davalar.
  • Belli bir meslekten, kamu görevinden veya öğrencilik statüsünden çıkarılma sonucunu doğuran işlemlere karşı açılan iptal davaları.
  • Belli bir ticari faaliyetin icrasını süresiz veya otuz gün yahut daha uzun süreyle engelleyen işlemlere karşı açılan iptal davaları.
  • Müşterek kararnameyle yapılan atama, naklen atama ve görevden alma işlemleri ile daire başkanı ve daha üst düzey kamu görevlilerinin atama, naklen atama ve görevden alma işlemleri hakkında açılan iptal davaları.
  • İmar planları, parselasyon işlemlerinden kaynaklanan davalar.
  • Tabiat Varlıklarını Koruma Merkez Komisyonu ve Kültür Varlıklarını Koruma Yüksek Kurulunca itiraz üzerine verilen kararlar ile Boğaziçi Kanununun uygulanmasından doğan davalar.
  • Maden, taş ocakları, orman, jeotermal kaynaklar ve doğal mineralli sular ile ilgili mevzuatın uygulanmasına ilişkin işlemlere karşı açılan davalar.
  • Ülke çapında uygulanan öğrenim ya da bir meslek veya sanatın icrası veyahut kamu hizmetine giriş amacıyla yapılan sınavlar hakkında açılan davalar.
  • Liman, kruvaziyer limanı, yat limanı, marina, iskele, rıhtım, akaryakıt ve sıvılaştırılmış petrol gazı boru hattı gibi kıyı tesislerine işletme izni verilmesine ilişkin mevzuatın uygulanmasından doğan davalar.
  • Bazı Yatırım ve Hizmetlerin Yap-İşlet-Devret Modeli Çerçevesinde Yaptırılması Hakkında Kanunun ve Yap-İşlet Modeli ile Elektrik Enerjisi Üretim Tesislerinin Kurulması ve İşletilmesi ile Enerji Satışının Düzenlenmesi Hakkında Kanunun uygulanmasından doğan davalar.
  • Serbest Bölgeler Kanununun uygulanmasından doğan davalar.
  • Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanununun uygulanmasından doğan davalar.
  • Düzenleyici ve denetleyici kurullar tarafından görevli oldukları piyasa veya sektörle ilgili olarak alınan kararlara karşı açılan davalar.

24 Mayıs 2018 Perşembe

İdari Yargıda İstinaf - İYUK m.45

İdare ve vergi mahkemelerinin kararlarına karşı, 
  • başka kanunlarda farklı bir kanun yolu öngörülmüş olsa dahi, 
  • mahkemenin bulunduğu yargı çevresindeki bölge idare mahkemesine, 
  • kararın tebliğinden itibaren otuz gün içinde 
istinaf yoluna başvurulabilir. 

Ancak, konusu beş bin Türk lirasını geçmeyen vergi davaları, tam yargı davaları ve idari işlemlere karşı açılan iptal davaları hakkında idare ve vergi mahkemelerince verilen kararlar kesin olup, bunlara karşı istinaf yoluna başvurulamaz.

İstinaf, temyizin şekil ve usullerine tabidir. 
İstinaf başvurusuna konu olacak kararlara karşı yapılan kanun yolu başvurularında dilekçelerdeki hitap ve istekle bağlı kalınmaksızın dosyalar bölge idare mahkemesine gönderilir.


İSTİNAF BAŞVURUSUNUN REDDİ

Bölge idare mahkemesi, yaptığı inceleme sonunda ilk derece mahkemesi kararını hukuka uygun bulursa istinaf başvurusunun reddine karar verir. 
Karardaki maddi yanlışlıkların düzeltilmesi mümkün ise gerekli düzeltmeyi yaparak aynı kararı verir.


İSTİNAF BAŞVURUSUNUN KABULÜ

Bölge idare mahkemesi, ilk derece mahkemesi kararını hukuka uygun bulmadığı takdirde istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verir. 
Bu hâlde bölge idare mahkemesi işin esası hakkında yeniden bir karar verir. 
İnceleme sırasında ihtiyaç duyulması hâlinde kararı veren mahkeme veya başka bir yer idare ya da vergi mahkemesi istinabe olunabilir. İstinabe olunan mahkeme gerekli işlemleri öncelikle ve ivedilikle yerine getirir.


İLK İNCELEMEYE İLİŞKİN KARARLARIN İSTİNAF İNCELEMESİ

Bölge idare mahkemesi, ilk inceleme üzerine verilen kararlara karşı yapılan istinaf başvurusunu haklı bulduğu, 
  • davaya görevsiz veya yetkisiz mahkeme yahut 
  • reddedilmiş veya yasaklanmış hâkim tarafından bakılmış olması hâllerinde, 
istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar vererek dosyayı ilgili mahkemeye gönderir.
Bölge idare mahkemesinin bu fıkra uyarınca verilen kararları kesindir.

Bölge idare mahkemelerinin temyize açık olmayan kararları kesindir. 
Bu kararlar, dosyayla birlikte kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilir ve bu mahkemelerce yedi gün içinde tebliğe çıkarılır.

İstinaf başvurusuna konu edilen kararı veren ya da karara katılan hâkim, aynı davanın istinaf yoluyla bölge idare mahkemesince incelenmesinde bulunamaz.

İvedi yargılama usulüne tabi olan davalarda istinaf yoluna başvurulamaz.

21 Mayıs 2018 Pazartesi

İdari Yargıda Merci Tayini - İYUK m.44

Yetkili mahkemenin bir davaya bakmasına; 

  • fiili veya hukuki bir engel çıktığı veya 
  • iki mahkemenin yargı çevresi sınırlarında tereddüt edildiği veya 
  • iki mahkemenin de aynı davaya bakmaya yetkili olduklarına karar verdikleri hallerde 
dava dosyaları, tarafların veya mahkemelerin istemi üzerine merci tayini için:

  • Uyuşmazlığın aynı yargı çevresindeki mahkeme veya mahkemeler arasında çıkması halinde, o yargı çevresindeki bölge idare mahkemesine,
  • Sair hallerde Danıştaya gönderilir.
Danıştay ve bölge idare mahkemesi görevli ve yetkili mahkemeyi kararlaştırır.

Danıştay ve bölge idare mahkemesinin bu konuda vereceği kararlar kesindir.

17 Mayıs 2018 Perşembe

Yürütmenin Durdurulması - İYUK m.27 ve 52

İLK DERECE MAHKEMELERİNDE YD

Danıştayda veya idari mahkemelerde dava açılması dava edilen idari işlemin yürütülmesini durdurmaz.

Danıştay veya idari mahkemeler, 
  • idari işlemin uygulanması halinde telafisi güç veya imkânsız zararların doğması ve 
  • idari işlemin açıkça hukuka aykırı olması 
şartlarının birlikte gerçekleşmesi durumunda, 
  • davalı idarenin savunması alındıktan veya 
  • savunma süresi geçtikten sonra 
gerekçe göstererek yürütmenin durdurulmasına karar verebilirler. 

Uygulanmakla etkisi tükenecek olan idari işlemlerin yürütülmesi, savunma alındıktan sonra yeniden karar verilmek üzere, idarenin savunması alınmaksızın da durdurulabilir. 
Ancak, kamu görevlileri hakkında tesis edilen atama, naklen atama, görev ve unvan değişikliği, geçici veya sürekli görevlendirmelere ilişkin idari işlemler, uygulanmakla etkisi tükenecek olan idari işlemlerden sayılmaz.

Yürütmenin durdurulması kararlarında idari işlemin hangi gerekçelerle hukuka açıkça aykırı olduğu ve işlemin uygulanması halinde doğacak telafisi güç veya imkânsız zararların neler olduğunun belirtilmesi zorunludur. 

Sadece ilgili kanun hükmünün iptali istemiyle Anayasa Mahkemesine başvurulduğu gerekçesiyle yürütmenin durdurulması kararı verilemez.

Dava dilekçesi ve eklerinden yürütmenin durdurulması isteminin yerinde olmadığı anlaşılırsa, davalı idarenin savunması alınmaksızın istem reddedilebilir.

11 Mayıs 2018 Cuma

İdari Yargıda Karar ve Sonuçları - İYUK m.22-25 ve 28-30

DAVALARIN KARARA BAĞLANMA USÛLÜ

Konular aydınlandığında meseleler sırasıyla oya konulur ve karara bağlanır.
İlk incelemeye ilişkin sebeplerden biri ile veya yargılama usullerine ilişkin meselelerde azınlıkta kalanlar işin esası hakkında da oylarını kullanırlar. 
Azınlıkta kalanların görüşleri, kararların altına yazılır. 


KARARLARDA BULUNACAK HUSUSLAR

  • Tarafların ve varsa vekillerinin veya temsilcilerinin ad ve soyadları yahut unvanları ve adresleri, 
  • Davacının ileri sürdüğü olayların ve dayandığı hukuki sebeplerin özeti istem sonucu ile davalının savunmasının özeti,
  • Danıştayda görülen davalarda tetkik hakimi ve savcının ad ve soyadları ile düşünceleri, 
  • Duruşmalı davalarda duruşma yapılıp yapılmadığı, yapılmış ise hazır bulunan taraflar ve vekil veya temsilcilerinin ad ve soyadları, 
  • Kararın dayandığı hukuki sebepler ile gerekçesi ve hüküm: tazminat davalarında hükmedilen tazminatın miktarı,
  • Yargılama giderleri ve hangi tarafa yükletildiği,
  • Kararın tarihi ve oybirliği ile mi, oyçokluğu ile mi verildiği,
  • Kararı veren mahkeme başkan ve üyelerinin veya hakiminin ad ve soyadları ve imzaları ve varsa karşı oyları,
  • Kararı veren dairenin veya mahkemenin adı ve dosyanın esas ve karar numarası.

KARARLARIN SONUÇLARI

Danıştay, bölge idare mahkemeleri, idare ve vergi mahkemelerinin esasa ve yürütmenin durdurulmasına ilişkin kararlarının icaplarına göre idare, gecikmeksizin işlem tesis etmeye veya eylemde bulunmaya mecburdur. Ayrıca konusu belli bir miktar paranın ödenmesini gerektiren davalarda hükmedilen miktar ile her türlü davalarda hükmedilen vekalet ücreti ve yargılama giderleri, davalı idareye yazılı şekilde bildirilen banka hesap numarasına yatırılır.
Bu süre hiçbir şekilde kararın idareye tebliğinden başlayarak otuz günü geçemez. 

Bu süre içinde  davacıya ödeme yapılmaması halinde, genel hükümler dairesinde infaz ve icra olunur. Tazminat ve vergi davalarında idarece, mahkeme kararının tebliğ tarihi ile ödeme tarihi arasındaki süreye 6183 sayılı Kanundaki tecil faizi oranında hesaplanacak faiz ödenir. 
Ancak mahkeme kararının davacıya tebliği ile banka hesap numarasının idareye bildirildiği tarih arasında geçecek süre için faiz işlemez.

TAZMİNAT DAVASI

Danıştay, bölge idare mahkemeleri, idare ve vergi mahkemeleri kararlarına göre işlem tesis edilmeyen veya eylemde bulunulmayan hallerde idare aleyhine Danıştay ve ilgili idari mahkemede maddi ve manevi tazminat davası açılabilir.
Mahkeme kararlarının süresi içinde kamu görevlilerince yerine getirilmemesi hâlinde tazminat davası ancak ilgili idare aleyhine açılabilir.

AÇIKLAMA

Danıştay, bölge idare mahkemeleri, idare ve vergi mahkemelerince verilen kararlar 
  • yeterince açık değilse, yahut 
  • birbirine aykırı hüküm fıkralarını taşıyorsa, 
taraflardan her biri kararın açıklanmasını veya aykırılığın giderilmesini isteyebilir.

Açıklama dilekçeleri karşı taraf sayısından bir nüsha fazla verilir. 
Kararı vermiş olan daire veya mahkeme işi inceler ve gerek görürse dilekçenin bir örneğini, belirleyeceği süre içinde cevap vermek üzere, karşı tarafa tebliğ eder, cevap iki nüsha olarak verilir. 
Bunlardan biri, açıklama veya aykırılığın kaldırılmasını isteyen tarafa gönderilir. 

Görevli daire veya mahkemenin bu husustaki kararı, taraflara tebliğ olunur.

Açıklama veya aykırılığın kaldırılması, kararın yerine getirilmesine kadar istenebilir.

YANLIŞLIKLARIN DÜZELTİLMESİ

  • İki tarafın adı ve soyadı ile sıfatı ve 
  • iddiaları sonucuna ilişkin yanlışlıklar ile 
  • hüküm fıkrasındaki hesap yanlışlıklarının düzeltilmesi de istenebilir. 
Açıklama hükümleri, bu istekler hakkında da uygulanır. (İsteme ilişkin süre kısıtı hariç.)

Yanlışlıkların düzeltilmesine karar verilirse, düzeltme ilamın altına yazılır.

10 Mayıs 2018 Perşembe

Sonradan Sunulan Belgeler ve Taraflarda Değişiklik - İYUK m.21 ve 26

SONRADAN SUNULAN BELGELERİN KABULÜ VE TEBLİĞİ

Dilekçeler ve savunmalarla birlikte verilmeyen belgeler, bunların vaktinde ibraz edilmelerine imkan bulunmadığına mahkemece kanaat getirilirse, kabul ve diğer tarafa tebliğ edilir. 
Bu belgeler duruşmada ibraz edilir ve diğer taraf cevabını hemen verebileceğini beyan eder veya cevap vermeye lüzum görmezse, ayrıca tebliğ edilmez.

TARAFLARIN KİŞİLİK VE NİTELİĞİNDE DEĞİŞİKLİK

Dava esnasında ölüm veya herhangi bir sebeple tarafların kişilik veya niteliğinde değişiklik olursa, davayı takip hakkı kendisine geçenin başvurmasına kadar;

  • gerçek kişilerden olan tarafın ölümü halinde, 
    • idarenin mirasçılar aleyhine takibi yenilemesine kadar 
  • dosyanın işlemden kaldırılmasına ilgili mahkemece karar verilir. 
Dört ay içinde yenileme dilekçesi verilmemiş ise, varsa yürütmenin durdurulması kararı kendiliğinden hükümsüz kalır.

Yalnız öleni ilgilendiren davalara ait dilekçeler iptal edilir.

DAVACININ GÖSTERDİĞİ ADRESE TEBLİGAT YAPILAMAMASI HALİNDE,
yeni adresin bildirilmesine kadar

  • dava dosyası işlemden kaldırılır ve 
  • varsa yürütmenin durdurulması kararı kendiliğinden hükümsüz kalır. 
Dosyanın işlemden kaldırıldığı tarihten başlayarak bir yıl içinde yeni adres bildirilmek suretiyle yeniden işleme konulması istenmediği takdirde, davanın açılmamış sayılmasına karar verilir.

Dosyaların işlemden kaldırılmasına ve davanın açılmamış sayılmasına dair kararlar diğer tarafa tebliğ edilir. 

9 Mayıs 2018 Çarşamba

İdari Dava Dosyalarının İncelenmesi ve İvedi Yargılama - İYUK m.20-20/A-20/B

DOSYALARIN İNCELENMESİ

Danıştay, bölge idare mahkemeleri ile idare ve vergi mahkemeleri, bakmakta oldukları davalara ait her türlü incelemeyi kendiliğinden yapar. 
Mahkemeler belirlenen süre içinde lüzum gördükleri evrakın gönderilmesini ve her türlü bilgilerin verilmesini taraflardan ve ilgili diğer yerlerden isteyebilirler. 
Bu husustaki kararların, ilgililerce, süresi içinde yerine getirilmesi mecburidir. Haklı sebeplerin bulunması halinde bu süre, bir defaya mahsus olmak üzere uzatılabilir.

ARA KARARLAR

Taraflardan biri ara kararının icaplarını yerine getirmediği takdirde, bu durumun verilecek karar üzerindeki etkisi mahkemece önceden takdir edilir ve ara kararında bu husus ayrıca belirtilir.
Ancak, istenen bilgi ve belgeler; 

  • Devletin güvenliğine veya yüksek menfaatlerine veya 
  • Devletin güvenliği ve yüksek menfaatleriyle birlikte yabancı devletlere de ilişkin ise, 
Başbakan veya ilgili bakan, gerekçesini bildirmek suretiyle, söz konusu bilgi ve belgeleri vermeyebilir. 
Verilmeyen bilgi ve belgelere dayanılarak ileri sürülen savunmaya göre karar verilemez. 

ÖNCELİKLİ İŞLER VE DİĞER DOSYALAR

Danıştay, bölge idare, idare ve vergi mahkemelerinde dosyalar, 
  • bu Kanun ve diğer kanunlarda belirtilen öncelik veya ivedilik durumları ile Danıştay için Başkanlar Kurulunca; 
  • diğer mahkemeler için Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulunca 
    • konu itibariyle tespit edilip 
    • Resmi Gazete'de ilan edilecek öncelikli işler 
göz önünde bulundurulmak suretiyle geliş tarihlerine göre incelenir ve tekemmül ettikleri sıra dahilinde bir karara bağlanır.

Bunların dışında kalan dosyalar ise tekemmül ettikleri sıraya göre ve tekemmül tarihinden itibaren en geç altı ay içinde sonuçlandırılır.

İVEDİ YARGILAMA USULÜ

İvedi yargılama usulüne tabi işlemler:
  1. İhale işlemleri. (İhaleden yasaklama kararları hariç)
  2. Acele kamulaştırma işlemleri.
  3. Özelleştirme Yüksek Kurulu kararları.
  4. Turizmi Teşvik Kanunu uyarınca yapılan satış, tahsis ve kiralama işlemleri.
  5. Çevre Kanunu uyarınca, çevresel etki değerlendirmesi sonucu alınan kararlar. (idari yaptırım kararları hariç)
  6. Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun uyarınca alınan Bakanlar Kurulu kararları.

İvedi yargılama usulünde:
a) Dava açma süresi otuz gündür.
b) İdareye başvuru hükümleri uygulanmaz.
c) Yedi gün içinde ilk inceleme yapılır ve dava dilekçesi ile ekleri tebliğe çıkarılır.
d) Savunma süresi dava dilekçesinin tebliğinden itibaren on beş gün olup, bu süre bir defaya mahsus olmak üzere en fazla on beş gün uzatılabilir. 
Savunmanın verilmesi veya savunma verme süresinin geçmesiyle dosya tekemmül etmiş sayılır.
Yürütmenin durdurulması talebine ilişkin olarak verilecek kararlara itiraz edilemez.
f) Bu davalar dosyanın tekemmülünden itibaren en geç bir ay içinde karara bağlanır. 
Ara kararı verilmesi, keşif, bilirkişi incelemesi ya da duruşma yapılması gibi işlemler ivedilikle sonuçlandırılır.
g) Verilen nihai kararlara karşı tebliğ tarihinden itibaren on beş gün içinde temyiz yoluna başvurulabilir.
h) Temyiz dilekçeleri üç gün içinde incelenir ve tebliğe çıkarılır.
ı) Temyiz dilekçelerine cevap verme süresi on beş gündür.

i) Danıştay evrak üzerinde yaptığı inceleme sonunda
  • maddi vakıalar hakkında edinilen bilgiyi yeterli görürse veya 
  • temyiz sadece hukuki noktalara ilişkin ise yahut 
  • temyiz olunan karardaki maddi yanlışlıkların düzeltilmesi mümkün ise 
işin esası hakkında karar verir.
Aksi hâlde gerekli inceleme ve tahkikatı kendisi yaparak esas hakkında yeniden karar verir. 

Ancak, ilk inceleme üzerine verilen kararlara karşı yapılan temyizi haklı bulduğu hâllerde kararı bozmakla birlikte dosyayı geri gönderir. 
Temyiz üzerine verilen kararlar kesindir.

j) Temyiz istemi en geç iki ay içinde karara bağlanır. Karar en geç bir ay içinde tebliğe çıkarılır.

MERKEZİ VE ORTAK SINAVLARA İLİŞKİN USÛL

Millî Eğitim Bakanlığı ile Ölçme, Seçme ve Yerleştirme Merkezi tarafından yapılan 
  • merkezî ve ortak sınavlar, 
  • bu sınavlara ilişkin iş ve işlemler ile 
  • sınav sonuçları hakkında açılan davalara ilişkin yargılama usulünde:

a) Dava açma süresi on gündür.
b) İdareye başvuru hükümleri uygulanmaz.
c) Yedi gün içinde ilk inceleme yapılır ve dava dilekçesi ile ekleri tebliğe çıkarılır.
ç) Savunma süresi dava dilekçesinin tebliğinden itibaren üç gün olup, bu süre bir defaya mahsus olmak üzere en fazla üç gün uzatılabilir. 
Savunmanın verilmesi veya savunma verme süresinin geçmesiyle dosya tekemmül etmiş sayılır.
Yürütmenin durdurulması talebine ilişkin olarak verilecek kararlara itiraz edilemez.
e) Bu davalar dosyanın tekemmülünden itibaren en geç on beş gün içinde karara bağlanır. 
Ara kararı verilmesi, keşif, bilirkişi incelemesi ya da duruşma yapılması gibi işlemler ivedilikle sonuçlandırılır.
f) Verilen nihai kararlara karşı tebliğ tarihinden itibaren beş gün içinde temyiz yoluna başvurulabilir.
g) Temyiz dilekçeleri üç gün içinde incelenir ve tebliğe çıkarılır.
ğ) Temyiz dilekçelerine cevap verme süresi beş gündür.
i) Danıştay evrak üzerinde yaptığı inceleme sonunda
  • maddi vakıalar hakkında edinilen bilgiyi yeterli görürse veya 
  • temyiz sadece hukuki noktalara ilişkin ise yahut 
  • temyiz olunan karardaki maddi yanlışlıkların düzeltilmesi mümkün ise 
işin esası hakkında karar verir.

Ancak, ilk inceleme üzerine verilen kararlara karşı yapılan temyizi haklı bulduğu hâllerde kararı bozmakla birlikte dosyayı geri gönderir. 
Temyiz üzerine verilen kararlar kesindir.

ı) Temyiz istemi en geç on beş gün içinde karara bağlanır. Karar en geç yedi gün içinde tebliğe çıkarılır.

Bu davalarda verilen yürütmenin durdurulması ve iptal kararları, söz konusu sınava katılan kişilerin lehine sonuç doğuracak şekilde uygulanır.

8 Mayıs 2018 Salı

İdari Yargılamada Duruşma - İYUK m.17-19

İLK DERECE MAHKEMESİNDE DURUŞMA

Danıştay ile idare ve vergi mahkemelerinde açılan;

  • iptal ve 
  • yirmibeşbin Türk Lirasını aşan tam yargı davaları ile 
  • tarh edilen vergi, resim ve harçlarla benzeri mali yükümler ve bunların zam ve cezaları toplamı yirmibeşbin Türk Lirasını aşan vergi davalarında, 
taraflardan birinin isteği üzerine duruşma yapılır. - Duruşma yapılması zorunludur.

TEMYİZ VE İSTİNAFDA DURUŞMA


  • Tarafların istemine ve 
  • Danıştay veya ilgili bölge idare mahkemesi kararına bağlıdır. - Duruşma yapılması ihtiyaridir.

Duruşma talebi, dava dilekçesi ile cevap ve savunmalarda yapılabilir.

Danıştay, mahkeme ve hakim kendiliğinden duruşma yapılmasına karar verebilir. - Her zaman.

Duruşma davetiyeleri duruşma gününden en az otuz gün önce taraflara gönderilir. - Davetiyelerin 30 gün önce gönderilmesi gerekir, tebliğ edilmiş olması değil.


DURUŞMALARA İLİŞKİN İLKELER

Duruşmalar açık olarak yapılır.
Genel ahlakın veya kamu güvenliğinin gerekli kıldığı hallerde, görevli daire veya mahkemenin kararı ile, duruşmanın bir kısmı veya tamamı gizli olarak yapılır.

Duruşmaları başkan yönetir.

Duruşmalarda taraflara ikişer defa söz verilir.

  • Taraflardan yalnız biri gelirse onun açıklamaları dinlenir; 
  • hiç biri gelmezse duruşma açılmaz, inceleme evrak üzerinde yapılır. 

DANIŞTAYDA GÖRÜLEN DAVALARIN DURUŞMALARINDA savcının bulunması şarttır. 
Taraflar dinlendikten sonra savcı yazılı düşüncesini açıklar.
Bundan sonra taraflara son olarak ne diyecekleri sorulur ve duruşmaya son verilir.
Duruşmalı işlerde savcılar;

  • keşif, bilirkişi incelemesi veya delil tespiti yapılmasını yahut 
  • işlem dosyasının getirtilmesini istedikleri takdirde, 
    • bu istekleri görevli daire veya kurul tarafından kabul edilmezse, 
işin esası hakkında ayrıca yazılı olarak düşünce bildirirler.

DURUŞMALI İŞLERDE KARAR VERİLMESİ

Duruşma yapıldıktan sonra en geç onbeş gün içinde karar verilir. - Bu karar esasa ilişkin olabileceği gibi, ara kararı niteliğinde de olabilir.
Ara kararı verilen hallerde, bu kararın yerine getirilmesi üzerine, dosyalar öncelikle incelenir.

7 Mayıs 2018 Pazartesi

İdari Dava Dilekçelerinde İlk İnceleme ve Tebligat - İYUK m.14-16

İLK İNCELEME

Dilekçeler, 
  1. Görev ve yetki,
  2. İdari merci tecavüzü,
  3. Ehliyet, 
  4. İdari davaya konu olacak kesin ve yürütülmesi gereken bir işlem olup olmadığı, 
  5. Süre aşımı,
  6. Husumet, 
  7. 3 ve 5 inci maddelere uygun olup olmadıkları,
yönlerinden sırasıyla incelenir. (Tetkik hakimi, mahkeme başkanı veya bir üye tarafından)

Dilekçeler bu yönlerden kanuna aykırı görülürse durum; görevli daire veya mahkemeye bir rapor ile bildirilir. Tek hakimle çözümlenecek dava dilekçeleri için rapor düzenlenmez ve aşağıdaki hükümler ilgili hakim tarafından uygulanır. 

Yapılacak inceleme ve yapılacak işlemler dilekçenin alındığı tarihten itibaren en geç onbeş gün içinde sonuçlandırılır.

İlk incelemeyi yapanlar, bu noktalardan kanuna aykırılık görmezler veya daire veya mahkeme tarafından ilk inceleme raporu yerinde görülmezse, tebligat işlemi yapılır. 

Yukarıdaki hususların ilk incelemeden sonra tespit edilmesi halinde de davanın her safhasında aşağıdaki hükümler uygulama alanı bulur.

İLK İNCELEME ÜZERİNE VERİLECEK KARARLAR

Danıştay veya idare ve vergi mahkemelerince yukarıda yazılı hususlarda kanuna aykırılık görülürse, 
  • Adli ve askeri yargının görevli olduğu konularda açılan davaların reddine
  • İdari yargının görevli olduğu konularda ise görevli veya yetkili olmayan mahkemeye açılan davanın görev veya yetki yönünden reddedilerek dava dosyasının görevli veya yetkili mahkemeye gönderilmesine,
  • Ehliyetsizlik, idari işlemin kesin ve yürütülmesi olmaması ve dava açma süresinin geçirilmesi hallerinde davanın reddine,
  • Davanın hasım gösterilmeden veya yanlış hasım gösterilerek açılması halinde, dava dilekçesinin tespit edilecek gerçek hasma tebliğine,
  • Dilekçelerin şekli eksiklikleri varsa, 3 ve 5 inci maddelere uygun şekilde yeniden düzenlenmek veya noksanları tamamlanmak yahut ehliyetli olan şahsın avukat olmayan vekili tarafından dava açılmış ise otuzgün içinde bizzat veya bir avukat vasıtasıyla dava açılmak üzere dilekçelerin reddine,
    • Dilekçelerin 3 ncü maddeye uygun olmamaları dolayısıyla reddi halinde yeni dilekçeler için ayrıca harç alınmaz.
    • Dilekçenin reddedilmesi üzerine, yeniden verilen dilekçelerde aynı yanlışlıklar yapıldığı takdirde dava reddedilir.
  • İdareye başvuru yapılması gerekirken yapılmadan dava açılmış ise dilekçelerin görevli idare merciine tevdiine, karar verilir.
    • Dilekçelerin görevli mercie tevdii halinde, Danıştaya veya ilgili mahkemeye başvurma tarihi, merciine başvurma tarihi olarak kabul edilir. 

İdari yargının görevli olduğu konularda davanın görev ve yetki yönünden reddine ilişkin kararlarla, gerçek hasma tebliğ ve dilekçe red kararları dışında, ilgisine göre istinaf ya da temyiz yoluna başvurulabilir.

TEBLİGAT VE CEVAP VERME

Normalde davacı davalının ikinci savunmasına cevap veremez. Ancak, davalının ikinci savunmasında, davacının cevaplandırmasını gerektiren hususlar bulunduğu, davanın görülmesi sırasında anlaşılırsa, davacıya cevap vermesi için bir süre verilir.

Taraflar, yapılacak tebliğlere karşı, tebliğ tarihinden itibaren otuz gün içinde cevap verebilirler. 
Bu süre, ancak haklı sebeplerin bulunması halinde, taraflardan birinin isteği üzerine görevli mahkeme kararı ile otuz günü geçmemek ve bir defaya mahsus olmak üzere uzatılabilir. 
Sürenin geçmesinden sonra yapılan uzatma talepleri kabul edilmez. 

ISLAH

Taraflar, sürenin geçmesinden sonra verecekleri savunmalara veya ikinci dilekçelere dayanarak hak iddia edemezler.
Ancak, tam yargı davalarında dava dilekçesinde belirtilen miktar
  • süre veya diğer usul kuralları gözetilmeksizin 
  • nihai karar verilinceye kadar, 
  • harcı ödenmek suretiyle 
  • bir defaya mahsus olmak üzere 
artırılabilir ve miktarın artırılmasına ilişkin dilekçe otuz gün içinde cevap verilmek üzere karşı tarafa tebliğ edilir.

İDARENİN SAVUNMAYA İŞLEM DOSYASINI EKLEMESİ
Davalara ilişkin işlem dosyalarının aslı veya onaylı örneği idarenin savunması ile birlikte, Danıştay veya ilgili mahkeme başkanlığına gönderilir.

Danıştayda ilk derece mahkemesi sıfatıyla görülen davalarda; 
Savcının esas hakkındaki yazılı düşüncesi taraflara tebliğ edilir. 
Taraflar, tebliğden itibaren on gün içinde görüşlerini yazılı olarak bildirebilirler.

6 Mayıs 2018 Pazar

İdari Davaların Açılmasında Süre - İYUK m.7-13

DAVA AÇMA SÜRESİ

Dava açma süresi, özel kanunlarında ayrı süre gösterilmeyen hallerde

  • Danıştayda ve idare mahkemelerinde altmış ve 
  • Vergi mahkemelerinde otuz gündür.

Bu süreler;

  • İdari uyuşmazlıklarda; yazılı bildirimin yapıldığı,
  • Vergi, resim ve harçlar ile benzeri mali yükümler ve bunların zam ve cezalarından doğan uyuşmazlıklarda: 
    • Tahakkuku tahsile bağlı olan vergilerde tahsilatın; 
    • tebliğ yapılan hallerde veya tebliğ yerine geçen işlemlerde tebliğin; 
    • tevkif yoluyla alınan vergilerde istihkak sahiplerine ödemenin; 
    • tescile bağlı vergilerde tescilin yapıldığı ve 
    • idarenin dava açması gereken konularda ise ilgili merci veya komisyon kararının idareye geldiği; tarihi izleyen günden başlar. 

Adresleri belli olmayanlara özel kanunlarındaki hükümlere göre ilan yoluyla bildirim yapılan hallerde, özel kanununda aksine bir hüküm bulunmadıkça süre, son ilan tarihini izleyen günden itibaren onbeş gün sonra işlemeye başlar.

İlanı gereken düzenleyici işlemlerde dava süresi, ilan tarihini izleyen günden itibaren başlar.
Ancak bu işlemlerin uygulanması üzerine ilgililer, düzenleyici işlem veya uygulanan işlem yahut her ikisi aleyhine birden dava açabilirler.
Düzenleyici işlemin iptal edilmemiş olması bu düzenlemeye dayalı işlemin iptaline engel olmaz. 

SÜRELERLE İLGİLİ GENEL ESASLAR

Süreler, tebliğ, yayın veya ilan tarihini izleyen günden itibaren işlemeye başlar.

Tatil günleri sürelere dahildir. Şu kadarki, sürenin son günü tatil gününe rastlarsa, süre tatil gününü izleyen çalışma gününün bitimine kadar uzar.

Bu Kanunda yazılı sürelerin bitmesi çalışmaya ara verme zamanına rastlarsa bu süreler, ara vermenin sona erdiği günü izleyen tarihten itibaren yedi gün uzamış sayılır. 

ADLİ VE ASKERİ YARGI YERLERİNE BAŞVURU

Çözümlenmesi Danıştayın, idare ve vergi mahkemelerinin görevlerine girdiği halde, adli ve askeri yargı yerlerine açılmış bulunan davaların görev noktasından reddi halinde, bu husustaki kararların kesinleşmesini izleyen günden itibaren otuz gün içinde görevli mahkemede dava açılabilir. 
Görevsiz yargı merciine başvurma tarihi, Danıştaya, idare ve vergi mahkemelerine başvurma tarihi olarak kabul edilir.

Adli veya askeri yargı yerlerine açılan ve görevsizlik sebebiyle reddedilen davalarda, görevsizlik kararının kesinleşmesinden sonra birinci fıkrada yazılı otuz günlük süre geçirilmiş olsa dahi, idari dava açılması için öngörülen süre henüz dolmamış ise bu süre içinde idari dava açılabilir. 

İDARİ MAKAMLARIN SESSİZ KALMASI

İlgililer, haklarında idari davaya konu olabilecek bir işlem veya eylemin yapılması için idari makamlara başvurabilirler. - Burada henüz bir idari işlem bulunmamaktadır.

Altmış gün içinde bir cevap verilmezse istek reddedilmiş sayılır. 
İlgililer altmış günün bittiği tarihten itibaren dava açma süresi içinde, konusuna göre Danıştaya, idare ve vergi mahkemelerine dava açabilirler. 

Altmış günlük süre içinde idarece verilen cevap kesin değilse ilgili bu cevabı, isteminin reddi sayarak dava açabileceği gibi, kesin cevabı da bekleyebilir. 
Bu takdirde dava açma süresi işlemez. 
Ancak, bekleme süresi başvuru tarihinden itibaren altı ayı geçemez. 

Dava açılmaması veya davanın süreden reddi hallerinde, altmış günlük sürenin bitmesinden sonra yetkili idari makamlarca cevap verilirse, cevabın tebliğinden itibaren altmış gün içinde dava açabilirler. 

İŞLEME KARŞI ÖNCE İDAREYE BAŞVURU

İlgililer tarafından idari dava açılmadan önce, idari işlemin 
  • kaldırılması, 
  • geri alınması, 
  • değiştirilmesi veya 
  • yeni bir işlem yapılması 
üst makamdan, üst makam yoksa işlemi yapmış olan makamdan, idari dava açma süresi içinde istenebilir.  - Burada mevcut bir idari işlem bulunmaktadır.

Bu başvurma, işlemeye başlamış olan idari dava açma süresini durdurur. 

Altmış gün içinde bir cevap verilmezse istek reddedilmiş sayılır.

İsteğin reddedilmesi veya reddedilmiş sayılması halinde dava açma süresi yeniden işlemeye başlar ve başvurma tarihine kadar geçmiş süre de hesaba katılır.

İDARİ İŞLEM DOLAYISIYLA İPTAL VE TAM YARGI DAVASI

İlgililer haklarını ihlal eden bir idari işlem dolayısıyla Danıştaya ve idare ve vergi mahkemelerine; 
  • doğrudan doğruya tam yargı davası veya iptal ve tam yargı davalarını birlikte açabilecekleri gibi 
  • ilk önce iptal davası açarak bu davanın karara bağlanması üzerine, 
    • bu husustaki kararın veya 
    • kanun yollarına başvurulması halinde verilecek kararın tebliği veya 
    • bir işlemin icrası sebebiyle doğan zararlardan dolayı icra tarihinden itibaren dava süresi içinde tam yargı davası açabilirler. 
Bu halde de ilgililerin idareye başvurma hakları saklıdır.

İDARİ EYLEM DOLAYISIYLA
İDAREYE ZORUNLU BAŞVURU + TAM YARGI DAVASI

İdari eylemlerden hakları ihlal edilmiş olanların idari dava açmadan önce
  • bu eylemleri yazılı bildirim üzerine veya başka süretle öğrendikleri tarihten itibaren bir yıl ve 
  • her halde eylem tarihinden itibaren beş yıl içinde ilgili idareye başvurarak haklarının yerine getirilmesini istemeleri gereklidir. 
Bu isteklerin kısmen veya tamamen reddi halinde, bu konudaki işlemin tebliğini izleyen günden itibaren veya istek hakkında altmış gün içinde cevap verilmediği takdirde bu sürenin bittiği tarihten itibaren, dava süresi içinde dava açılabilir.

Görevli olmayan adli ve askeri yargı mercilerine açılan tam yargı davasının görev yönünden reddi halinde sonradan idari yargı mercilerine açılacak davalarda, birinci fıkrada öngörülen idareye başvurma şartı aranmaz.

5 Mayıs 2018 Cumartesi

İdari Davalarda Harç ve Posta Ücreti - İYUK m.6

Herhangi bir sebeple harcı veya posta ücreti verilmeden veya eksik harç veya posta ücreti ile dava açılmış olması halinde; 


  • otuz gün içinde harcın ve posta ücretinin verilmesi ve tamamlanması hususu 
    • daire başkanı veya görevlendireceği tetkik hakimi, 
    • mahkeme başkanı veya hakim tarafından 
  • ilgiliye tebliğ olunur. 
  • Tebligata rağmen gereği yerine getirilmediği takdirde bildirim aynı şekilde bir daha tekrarlanır. 
Harç veya posta ücreti süresi içinde verilmez veya tamamlanmazsa davanın açılmamış sayılmasına karar verilir ve davacıya tebliğ olunur.

Dava açıldıktan sonra posta ücretinde tebliğ işlemlerinin yapılmasını engelleyecek şekilde azalma olması halinde; 


  • otuz gün içinde posta ücretinin tamamlanması 
    • daire başkanı veya görevlendireceği tetkik hakimi, 
    • mahkeme başkanı veya hakim tarafından 
  • ilgiliye tebliğ olunur. 
  • Tebligata rağmen gereği yerine getirilmediği takdirde bildirim aynı şekilde bir daha tekrarlanır. 
Posta ücreti süresi içinde tamamlanmazsa dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verilir.

Bu kararın tebliği tarihinden başlayarak üç ay içinde, noksanı tamamlanmak suretiyle yeniden işleme konulması istenmediği takdirde davanın açılmamış sayılmasına karar verilir ve davacıya tebliğ olunur.

Yukarıda belirtilen tebligatlar re'sen genel bütçeden yapılır.

4 Mayıs 2018 Cuma

İdari Dava Açılması, Dilekçelerin Durumu - İYUK m.3-5

İDARİ DAVALARIN AÇILMASI

İdari davalar, Danıştay, idare mahkemesi ve vergi mahkemesi başkanlıklarına hitaben yazılmış İMZALI dilekçelerle açılır. - Bölge idare mahkemelerinin "ilk derece mahkemesi" sıfatıyla baktığı dava bulunmamaktadır.

Tüm dilekçelerde;
  • Tarafların ve varsa vekillerinin veya temsilcilerinin ad ve soyadları veya unvanları ve adresleri ile gerçek kişilere ait Türkiye Cumhuriyeti kimlik numarası,
  • Davanın konu ve sebepleri ile dayandığı deliller,
  • Davaya konu olan idari işlemin yazılı bildirim tarihi bulunmalıdır.
Belirli bir miktarı ihtiva eden davalarda;
  • Vergi, resim, harç, benzeri mali yükümler ve bunların zam ve cezalarına ilişkin davalarla tam yargı davalarında uyuşmazlık konusu miktar bulunmalıdır.
Vergi uyuşmazlıklarına ilişkin dilekçelerde;
  • Vergi davalarında davanın ilgili bulunduğu verginin veya vergi cezasının nevi ve yılı, tebliğ edilen ihbarnamenin tarihi ve numarası ve varsa mükellef hesap numarası bulunmalıdır.

Dava konusu kararın ve belgelerin asılları veya örnekleri dava dilekçesine eklenir. Dilekçeler ile bunlara ekli evrakın örnekleri karşı taraf sayısından bir fazla olur. 


DİLEKÇELERİN VERİLECEĞİ YERLER

Dilekçeler ve savunmalar ile davalara ilişkin her türlü evrak,
  • Danıştay veya ait olduğu mahkeme başkanlıklarına veya 
  • bunlara gönderilmek üzere 
    • idare veya vergi mahkemesi başkanlıklarına
    • idare veya vergi mahkemesi bulunmayan yerlerde  
      • büyükşehir belediyesi sınırları içerisinde kalıp kalmadığına bakılmaksızın asliye hukuk hakimliklerine veya 
      • yabancı memleketlerde Türk konsolosluklarına verilebilir.


AYNI DİLEKÇE İLE DAVA AÇILMASI

Her idari işlem aleyhine ayrı ayrı dava açılır. 
  • Ancak, aralarında maddi veya hukuki yönden bağlılık YA DA sebep-sonuç ilişkisi bulunan birden fazla işleme karşı bir dilekçe ile de dava açılabilir. 
Birden fazla şahsın müşterek dilekçe ile dava açabilmesi için davacıların hak veya menfaatlerinde iştirak bulunması VE davaya yol açan maddi olay veya hukuki sebeplerin aynı olması gerekir.

3 Mayıs 2018 Perşembe

İdari Yargı Yetkisinin Sınırı - İYUK m.2

İdari yargı yetkisi, idari eylem ve işlemlerin HUKUKA UYGUNLUĞUNUN denetimi ile sınırlıdır.

İdari mahkemeler; 
  • yerindelik denetimi yapamazlar, 
  • yürütme görevinin kanunlarda gösterilen şekil ve esaslara uygun olarak yerine getirilmesini kısıtlayacak, 
    • idari eylem ve işlem niteliğinde veya 
    • idarenin takdir yetkisini kaldıracak biçimde yargı kararı veremezler.
Cumhurbaşkanının doğrudan doğruya yaptığı işlemler idari yargı denetimi dışındadır.

2 Mayıs 2018 Çarşamba

İdari Dava Türleri - İYUK m.2

İdari dava türleri şunlardır:

  • İdari işlemler hakkında YETKİ, ŞEKİL, SEBEP, KONU ve MAKSAT yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için MENFAATLERİ ihlâl edilenler tarafından açılan İPTAL DAVALARI
  • İdari eylemlerden dolayı KİŞİSEL HAKLARI doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan TAM YARGI DAVALARI
  • İdari işlemlerden dolayı KİŞİSEL HAKLARI doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan TAM YARGI DAVALARI
  • Kamu hizmetlerinden birinin yürütülmesi için yapılan her türlü İDARİ SÖZLEŞMELERDEN dolayı taraflar arasında çıkan uyuşmazlıklara ilişkin DAVALAR (Tahkim yolu öngörülen imtiyaz şartlaşma ve sözleşmelerinden doğan uyuşmazlıklar hariçtir.) - Ayrı bir dava türü olmaktan çok tam yargı davası niteliğindedir.

1 Mayıs 2018 Salı

İdari Yargılama Usulünün Kapsam ve Niteliği - İYUK m.1

Danıştay, bölge idare mahkemeleri, idare mahkemeleri ve vergi mahkemelerinin görevine giren uyuşmazlıların çözümü 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununda gösterilen usullere tabidir.

Danıştay, bölge idare mahkemeleri, idare mahkemeleri ve vergi mahkemelerinde yazılı yargılama usulü uygulanır ve inceleme evrak üzerinde yapılır.

26 Nisan 2018 Perşembe

Kişisel Verileri Koruma Kurumu Teşkilat Yönetmeliği

24 Mart 2016 tarihli ve 6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Hakkında Kanun'un 25. maddesine dayanılarak, bugün, Kişisel Verileri Koruma Kurumu Teşkilat Yönetmeliği Resmi Gazete'de yayınlandı.

YÖNETMELİKTEN NOTLAR


- Kurum'un karar organı olan Kişisel Verileri Koruma Kurulu, biri Başkan, biri İkinci Başkan olmak üzere 9 üyeden oluşur. Başkanlar, Kurul tarafından, üyeleri arasından seçilir.

- Kurul'un görev ve yetkileri;
  • Kişisel verilerle ilgili haklarının ihlal edildiğini ileri sürenlerin şikâyetlerini karara bağlamak.
  • Şikâyet üzerine veya ihlal iddiasını öğrenmesi durumunda resen görev alanına giren konularda kişisel verilerin kanunlara uygun olarak işlenip işlenmediğini incelemek ve gerektiğinde bu konuda geçici önlemler almak.
  • Veri güvenliğine ilişkin yükümlülükleri belirlemek amacıyla düzenleyici işlem yapmak.
  • Kişisel verilerin silinmesine, yok edilmesine veya anonim hale getirilmesine ilişkin usul ve esasları belirlemek.
  • Veri sorumlusunun ve temsilcisinin görev, yetki ve sorumluluklarına ilişkin düzenleyici işlem yapmak.
  • Yurtdışına veri aktarılabilmesi için yeterli korumaya sahip olan ve olmayan ülkeleri belirleyip ilan etmek.
  • Kişisel verilerin korunması, işlenmesi ve güvenliği ile ilgili sektörel uygulama esaslarını belirlemek ve akreditasyon, sertifikasyon, eğitim ile rehberlik konularında usul ve esasları belirlemek.
  • Kanunda öngörülen idari yaptırımlara karar vermek.

Yönetmeliğin tam metnine buraya tıklayarak ulaşılabilir.

22 Nisan 2018 Pazar

İdari Yargıda 3 Dereceli Sistem

Bölge İdare Mahkemelerinin faaliyete geçtiği tarih:
20 Temmuz 2016

İlk derece mahkemesi sıfatı bulunmayan ve idare ve vergi mahkemelerinin kesin olmayan kararlarının istinaf incelemesini yapan Bölge İdare Mahkemelerinin (BİM) inceleme kapsamına ilişkin bilgi edinmek için buraya tıklayın.

Ayrıca Türk İdari Yargı düzeninin temyiz mahkemesi olan Danıştay'ın inceleme kapsamına ilişkin bilgi edinmek için buraya tıklayabilirsiniz.

Son olarak belirtmek gerekir ki, istinaf, temyizin şekil ve usullerine tabidir. Bu nedenle temyiz incelemesine ilişkin hükümler, aksi istinafa ilişkin maddede belirtilmedikçe Bölge İdare Mahkemelerini de bağlayıcı durumdadır.

21 Nisan 2018 Cumartesi

Merhaba, Hoş Geldiniz

Bu sitede sizlere, mesleki ilgi alanlarımı oluşturan İdare Hukuku, Ticaret Hukuku, Bilişim Hukuku ve bunlarla bağlantılı Sözleşmeler Hukuku bilgilerini paylaşmaya çalışacağım.

Bu paylaşımların temel özelliği yazıldığı haliyle kalmamak, sürekli geliştirilmek olacaktır. Çünkü gün geçtikçe içtihatlar değişmekte, kavramlara verilen anlamlar genişlemekte veya daralmaktadır.

Buna bağlı olarak yazmaya çalışacağım mesleki yazılar da zamanın ruhuna uygun hâle getirilecektir. İçlerinde alıntı bilgiler bulunması halinde kaynak gösterilmeye özen gösterilecektir.


PAYLAŞIM KONULARI

  • Mevzuat (Kanun, Yönetmelik)
  • Anayasa Mahkemesi Kararları
  • Danıştay ve Yargıtay İçtihatları
  • Uyuşmazlık Mahkemesi Kararları
  • Üst Kurulların Kararları
  • Özgün Değerlendirmeler

İyi çalışmalar, huzurlu günler dilerim,
ST.